13 Eylül 2014 Cumartesi

NURS MEVLİDİ

İlk defa bir diyanet işleri başkanı Nurs'u ziyaret ediyor bu da ayrıca tarihe geçen bir not gibi oldu elhamdülillah. Nurs'a güzel tebrikler, mesajlar gelmişti. Bunun en mühimi yeni Reis-i Cumhurumuz sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendi çok güzel bir tebrik mesajı göndermişti. Tabi o da bütün cemaatte coşkuya vesile oldu. İnşaallah ileriki zamanda biz üstadın akrabaları olarak kendisini davet ediyoruz Nurs'a. Bizzat gelip görmesini, alakadar olmasını istiyoruz. Çünkü üstadımız diyor ki, ''Kim ihlas ile el  atarsa bu nurlar onun malıdır.'' 
 
İLK DEFA BİR DİYANET İŞLERİ BAŞKANI BEDİÜZZAMAN'IN KÖYÜNDE
 
İlerleyen saatlerde biz Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez beyefendi ile üstadımızın evini ziyaret ettik. Ziyaret sırasında kendisi çok duygulandı. Üstadın doğduğu evi, evde bulunan orjinal bir duvarı gördü. Hani nasıl imkansızlıklar içerisinde böyle bir nur buradan çıkmış, hakikaten insan heyecanlanıyor.
 
Nurs'ta gerçekleştirilen mevlidde Kur'an'dan, okumalardan bu güzel derslerden sonra namaza geçildi. Namazı muazzam cemaate Diyanet İşleri Reisimiz kıldırdı elhamdülillah. 
 
Namazdan sonra ikramımız tandır ekmeği yani köy ekmeği Allah razı olsun bizim köylülerimiz imkanlarıyla ekmekleri pişirmişler, güzel Hizan üzümü, Van Peyniri ile güzel bir piknik tarzında oldu. Katılan herkes buna da çok sevindi, çok güzel bir ikram oldu elhamdülillah.
 

Yani Nurs'ta üstadımızın dünyaya geldiği köyde tam maddi ve manevi bir bayram yaşadık elhamdülillah. İnşaallah her sene Eylül ayının ilk pazarında bu mevlidimiz, programımız devam edecek. Müsait olan herkesi bu programa bekliyoruz.

NURS MEVLİDİ

Bu gibi çok örnekler var. Dolayısıyla bu Nur, bu muhitten çıkmış en başta bu muhitteki insanlar bu Nur'a sahip çıkması lazım sahip çıkanlar çok ciddi olmakla beraber maalesef daha tam tanımayan insanlarda var. Ama bu programlarla bu insanlarımızın nazarları Risale-i Nurlar'a dönüyor, anlamaya gayret gösteriyorlar.
 
Cumartesi günü gerçekleştirilen mevlidten sonra Pazar günü Nurs'ta gerçekleştirilen mevlide geçildi.
 
Mevlid saat sabah 10.00 sıralarında başladı. Biz mevlid diyoruz ama malum bizimRisale-i Nur dersleri. Üstad Bediüzzaman'ın Kur'an'dan  aldığı hakikatlerle bu asrın fehmine bir dersi olan Risale-i Nur hakikatlerinden dersler okunuyor. ÇünküRisale-i Nurlar bugün dinsizliğin bel kemiğini kırmıştır, küfrü mutlak-ı bir daha dirilmeyecek bir surette öldürmüştür. Kur'ani, burhani hakikatlerle Kur'an'dan çıkan bu Nur dersleriyle elhamdülillah mevlidimizi gerçekleştirdik.
 
RİSALE-İ NUR TALEBELERİ VE TÜM CEMAATLER PROGRAMDAYDI
 
Üstadımızın talebeleri mevlide teşrif buyurdular. En başta Hüsnü Ağabeyimiz, Üstadımızın on sene kadar hizmetinde bulunmuş  ve ''mutlak vekilim'' iltifatına mazhar olmuş. Keza neşriyat varislerinden Said Özdemir Ağabey, yine üstadımızla bir çok defalar görüşmüş, derslerine katılmış biri olan Mehmet Fırıncı Ağabey. Daha sonra üstadımızı ziyaret etmiş büyük bir alim olan Ali Sert hocam ve bir çok ulema katıldı.  
 
Hatta Ali Sert hocanın yanında büyük bir Suriyeli alim iştirak etmişti. Mahmud el Haseni isminde. Kendisi gerçekten büyük bir alim. Üstad ile ilgili intibalarını Nurs'ta dile getirdi. Ardından Tillo'dan Hafız Taha hocam. Derken o bölgeden alim şahsiyetlerde iştirak etmişti.
 
Risale-i Nur hizmetlerinde ki farklı meşrebler ve civardaki ehl-i iman tüm cemaatlerin çok ciddi katılımının gerçekleştiği mevlidte Devlet ricali, en başta Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamız, Kültür Bakanı Müsteşarımız, Bitlis ve Van Valilerimiz, Hizan Kaymakamı, çevre ilçe kaymakamlarımız, il müftüleri, Üniversite hocaları, dekanlar ilaahir yani şu anda hepsini sayamayacağım. Yaklaşık 10 bin civarında bir katılım olmuştuTabi Nurs bir köy. Hani bir tabir var ya, 'kuş uçmaz, kervan geçmez' diye Şark'ın yalçın kayalıklarının arasına sıkışmış bir köy. Haliyle yolu yine Allah razı olsun bugün ki devlet ricali ilgilenmişler, alakadar olmuşlar fakat istenilen düzeyde değil çünkü bazı günler binden fazla ziyaretçi oluyor, çok yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor. Nurs'un yolları daha iyi ıslah edilmesi lazım. Maddi imkanlar çok zayıf. Düşünün 50-60 hanelik bir köy, buraya birden 10 bin insan geliyor dolayısıyla bu hususta çok ciddi manada çalışma yapılması lazım. 
 
RİSALE-İ NUR'LAR HUTBE VE VAAZLARDA NEDEN OKUNMASIN
 
Orada Kültür Bakanımızın Müsteşarı söz verdi ve dedi ki: ''Zaten malum Nur Talebeleri kimseden bir şey istemezler biz bunu biliyoruz istiğna düsturları vardır. Ama biz kendimiz bizzat gördük. Ne gerekiyorsa biz devlet olarak bunları yapacağız.'' ifadeleriyle orada bütün insanlar önünde söz verdi.
 
En mühimi Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez, programda bir saate yakın tamamen Risale-i Nur'dan dersler okudu İhlas Risalesi'nden, Uhuvvet Risalesi'nden. En başta Osmanlı'nın son dönemlerinde bütün insanların neredeyse ümitsizliğe düştüğü bir zamanda birden Bediüzzaman çıkıyor ve herkese ümit aşılıyor. Bu çok muazzam bir hakikattir. ''ümit var olunuz, şu istikbal inkilabatı içinde en yüksek gür seda İslam'ın sedası olacaktır'' üstadımızın o sözünü nakletti.
 
İhlas Risalesi'nden atıflarda bulundu ve şunu söyledi: ''Şimdi büyük alimlerin, hocaların eserleri vaazlarda hutbelerde okunuyor neden Bediüzzaman'ın İhlas ve Uhuvvet gibi en büyük eserleri hutbelerde ve vaazlar okunmasın?Bu bizim yetmiş yıllık bir gecikmemizdir. Üstad Bediüzzaman o zaman Diyanet işleri başkanı Hamdi Akseki efendiye yazdığı mektuplar bizim yanımızda mevcut. O vazifeyi biz omzumuza alıyoruz, bizim için büyük bir iltifattır, bir şereftir'' ifadeleriyle yaklaşık bir saate kadar çok güzel bir konuşma yaptı. 
 
Çok güzel bir noktaya temas etti ve dedi ki: ''kaderin bir cilvesi ki; ben bu cuma günü Bitlis Ulu Cami'de, bin yıllık tarihi bir camide cuma namazı kıldırdım ama haftaya da Tiflis'te Cuma namazı kıldıracağım. Cuma namazında orada olacağım.'' diye üstadımızın hani yüz yıl önceki ''Bitlis ve Tiflis kardeştir'' beyanatı bir nevi tahakkuk etmiş oldu. Bu da ayrıca cemaatte güzel bir manaya, oradakilerinde çok ciddi manada sevincine medar oldu. 
 
Konuşması sık sık alkışlarla kesildi. Konuşmasında o kadar güzel noktalara temas etti ki; insanlar yüreğinden kopup gelen, esas manevi alemdeki alkışlar maddeten de tezahürünü göstermiş oldu ve o topluluk huzurunda çok güzel bir mana oldu.

ŞEHR İ BEDİÜZZAMAN

Sabri Okur Şehr-i Bediüzzaman Mevlidini Anlattı Her sene geleneksel olarak Eylül ayının ilk pazar günü düzenlenen Bediüzzaman Mevlidi bu yılda 6-7 Eylül tarihlerinde gerçekleştirildi. Katılımın çok yoğun olduğu mevlide Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Mehmet Görmez'de katıldı. Programda Bediüzzaman Said Nursi'den ders almış olan Hüsnü Bayram, Said Özdemir ve Mehmet Fırıncı Ağabeylerde bulundu. Programda sunuculuk görevlerini Senai Demirci ve Barla Platformu Başkanı Said Yüce üstlendi. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin akrabası, rahmetli Mustafa Sungur Ağabey'in yanında uzun süre Risale-i Nur hizmetlerinde bulunan ve şu anda Ümraniye'de bulunan Nurs dershanesinde Risale-i Nur hizmetleri sürdüren Sabri Okur bu güzel mevlidi Risale Ajans'a anlattı.Mikrofonlarımızı uzattığımız Sabri Okur, mevlidle ilgili oldukça güzel şeyler paylaştı. Okur'un, mevlide katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Mehmet'i anlatırken sarfettiği sözler ise çok önemli ve dikkat çekici oldu. İşte Üstadımız Said Nursi'nin akrabası Sabri Okur'un ifadeleri: Malumunuz Nurs, Üstad Bediüzzaman'ın dünyaya teşrif buyurdukları köydür. Üstadın akrabaları olarak ve köylüleri olarak Elhamdülillah bu beşincisidir her sene Eylül ayının ilk pazarı mevlid düzenliyoruz. Bu senede Hizan ve Bitlis çevresindeki sivil toplum kuruluşları Hizan'da da bir program tertip edilmesini arzu ettiler. Hizan Kaymakamı sayın Sedat İnci bey çok ciddi manada buna destek verdi ve bir nevi ev sahipliği yaptı. Bu vesileyle 6 Eylül cumartesi günü Hizan'da 'Şehr-i Bediüzzaman Hizan' ismiyle bir etkinlik düzenlendi. Çok güzel afişler hazırlanmıştı. Kültür Bakanlığı ve Doğu Kankınma Ajansı, sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumlarının destekleriyle güzel bir program oldu. Hizan'da, Tatvan'da, Nurşin'de, Bitlis'te yani gezdiğimiz gördüğümüz her yerde Bitlis ve çevre ilçelerinin hepsinde Üstadın büyük boy fotoğrafları, posterleri ve programa ait bilgilerin yer aldığı afişler asılıydı. Bu vesileyle bu bölgedeki insanların böyle bir manaya teveccühleride sağlanmış oldu.
EN MÜDAKKİK FEYLESOFLAR DAHİ İSTİFADE EDİYORLAR
 
Hüsnü Bayram Ağabey yoldaydı, o pazar günü Nurs'ta gerçekleşecek olan programa iştirak etti. Cumartesi günkü programa biraz geç kalmıştı. Velhasıl malum Risale-i Nur'ların müellifi Bediüzzaman Hazretleri Nurs köyünde dünyaya gelmiş, Hizan çevresinde yetişmiş ve dolayısıyla en çok burada yaşayan insanların nurları bilmeye, Üstadı tanımaya ihtiyacı vardı.
 
Bu mevlidlerle  o tanıtıma bir vesile oluyor. Dünyanın öbür ucundaki insanlar biz bizzat gördük Avusturya'dan, Amerika'dan, Güney Amerika'dan, Sibirya'dan, Güney Afrika'dan Risale-i Nurları tanıyorlar, okuyorlar imanlarını kurtarmışlar. Tabiri diğerle Batı'nın en müdakkik feylesoflarından tutun ta Arap dünyasının en alim şahsiyetlerine kadar insanlar Risale-i Nur'dan istifade ediyorlar. 
 
Şimdi bunlar haliyle Nursu, Üstad Bediüzzaman'ın köyünü merak ediyorlar, geliyorlar, soruyorlar.
 
Mesela Avusturya'dan Peter isminde, Beyaz Saray'da da bir müddet çalışmış bir yazar. Nursu çok merak ediyor tabi Risale-i Nur'u okuduktan sonra Elhamdulillah İmanla da müşerref oluyor. Ta sekseni aşkın yaşıyla Nurs'a kadar geldi. Üstad ile alakalı bir kitap yazdı.
 
Keza Kanadalı yazar Fred Reed o da Risale-i Nurla tanıştıktan sonra Nurs'u merak etmiş daha Müslüman değil gayri müslim iken Nurs'a kadar geliyor, Nurs dönüşünde ise Müslüman oluyor elhamdülillah.

10 Eylül 2014 Çarşamba

DROGBA DROGBA DROGBAAAA

Galatasarayın efsane oyuncusu Didier Drogba Türkiyede kaldığı sürede neler hissettiğini ve şu an ne duygularda olduğunu iki satırlık bir sanal alem mesajı ile attığı goller kadar verdiği heyecan kadar çok güzel anlatmış; işte drogba mesajı;
  "Bu sabah gozumu actigimda harika ulke ve onun harika insanlarina kalpden tekrar tesekkur etmem gerektigini hissettim!! Seni cok seviyorum Turkiye! Hep, herzaman ve ebedi Kalbimde olacaksin."

12 Ağustos 2014 Salı

RİSALE İ NURDAN DAMLALAR


Risale-i Nur'dan Bir Esma-i İlahi
ÂLİM-İ KÜLL-İ ŞEY: Herşeyi bilen Allah.
Risale-i Nur'dan Bir Vecize
İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet hakikî îmânı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir
ve îmânın kuvvetine göre hâdisatın tazyikatından kurtulabilir.
Şayan-ı Dikkat
Eğer Namaz kılmazsan, senin o günkü alemin zulümatlı ve perişan bir halde gider. Namaz kılanın
diğer mübah dünyevi amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. İbadetin ruhu, ihlastır.
 İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır.
Risale-i Nur'dan Bir Kıssa Bir Hisse
Rüya-i sadıka: O doğrudan doğruya, mahiyet-i insaniyedeki lâtife-i Rabbâniye, âlem-i şehadetle
bağlanan ve o âlemde dolaşan duyguların kapanmasıyla ve durmasıyla âlem-i gayba karşı bir
münasebet bulur, bir menfez açar. O menfezle, vukua gelmeye hazırlanan hadiselere bakar. Ve
 Levh-i Mahfuzun cilveleri ve mektubat-ı kaderiyenin numuneleri nevinden birisine rast gelir,
 bazı vâkıât-ı hakikiyeyi görür. Ve o vâkıâtta bazen hayal tasarruf eder, sûret libasları giydirir.
Bu kısmın çok envâı ve tabakatı var. Bazı, aynen gördüğü gibi çıkar, bazen bir ince perde altında
 çıkıyor, bazen kalınca bir perde ile sarılıyor. Hadis-i şerifte gelmiş ki, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü
 Vesselâmın bidâyet-i vahiyde gördüğü rüyalar, subhun inkişafı gibi zâhir, açık, doğru çıkıyordu.
Mektubat | Yirmi Sekizinci Mektup | 332
Risale-i Nur Külliyatı

AĞAÇLARIN EN ÜST YAPRAKLARINA KADAR SU NASIL ULAŞIR.

Bütün canlıların suya ihtiyacı vardır. Tabi bitkilerin de. Bitkiler yaşamaları için gereken suyu topraktan alırlar. Ama tıpkı bizim gibi bitkiler de terler ve su kaybederler. Kaybettikleri suyun yerine kökleri yardımıyla topraktan su çekerler. Ağaçların gövde kısmında taşıma boruları bulunur. Bu boruların içinde ilerleyen su, en üst dallardaki yapraklara kadar çıkar, Ayrıca ağaçlar sadece ihtiyaçları kadar su alırlar. Bu ağaçların acaba akıllarımı var? bu kadar harika bir işi nasıl yapıyorlar,o zerrelerin şuurumu var ki sadece ihtiyacı kadar su kullanıyorlar çok ilginç değilmi? İşte bunların hepsini kainatta harika bir düzen sistemi olan kudreti herşeyi yaratmaya kadir olan Allah'ın izni ile oluyor. Birde şu çok dikkatimi çekmiştir, yazın o kadar sıcağında incecik sigara kağıdı kadar ince olan o yapraklar nasıl oluyorda yanmıyorlar sararmıyorlar yemyeşil kalıyorlar? İşte o yapraklar Ya narıkünüberdevveselema ayetini okuyorlar. Yani Hz. İbrahim Aleyhisselam ateşe atıldığı zaman cenab hak ateşe emretmiş ey ateş İbrahime yakma serin ol diye yapraklarda bu ayeti okuyorlar. 

KUDRET MUCİZESİ

ALLAH'dan başka hangi sanatkar böyle güzel bir sanat eseri yapabilir,hangi ressam bu kadar güzel renkler kullanabilir.Cenab-ı Hak bu güzel sanat eserini önce kendi nazarına daha sonra insanların nazarına gösteriyor, önce kendisi beğeniyor sonra bizim beğenmemizi istiyor. Maşallah Barekallah,